6 Şubat 2012 Pazartesi

Sen, ben, biz...

Günlerden yarın olmuş.
Yazık,bugünü ne zaman öldürdük?
Alnımızın akı mı ışıklandırıyor geceyi, yoksa gururlarımızın fener gibi parlayan gözleri mi?
Herşey böyle başlamadı mı zaten?
Aklın akla üstünlüğünü yok ettik önce seninle.
Bir üst perde daha olduğunu anladık, şaşırdık.
Işık hızında yol aldık, hep daha ötesi var mı diye aradık.
Sen bana, ben sana karıştık.
Karıştıkça çoğaldık; çoğaldıkça aydınlandık sandık.
Zamanını ölçemediğimiz bir anda soğuk bir karanlık çöktü üzerimize.
Alışmışlık vardı ne de olsa kendi akıllarımızın ışığına.
Teklikten kopup gelen çokluklar oluşturmaya çalıştık, çuvalladık.
Kör etmişti egolarımızın ışığı bizi, baktık ama göremedik.
Sağır oldu kulaklarımız kendi çığlığımızdan, işittik ama duyamadık.
Oysa ki sözümüz vardı, aşktan ölmeden ölenlerden olmayacaktık...
Yazık, biz seninle sessizliğini farkedemediğimiz bir fırtınada kaybolduk...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder